10 Kasım 2016 Perşembe

Düşüşler

Düşüşler vardır; sonbaharın savurduğu, kahverengi, sarı damarlı yaprakların Arnavut kaldırımlarında, serin rüzgârlarla süzülerek mırıldanışı gibi. O düşüşlerde, seni sen yapan bütün hücrelerin ve onların içindeki zerreciklerin kapalı yakarışı, bozuk bir plağın iniltiyle çıkardığı tiz bir ses tonu kadar acıklı

8 Kasım 2016 Salı

Bir Aziz Gibi



Gökyüzünün camlarını buğulandırırken ay
Korkarım bu gece hiç geçmeyecek
Mahşerin gergefinde oturur sıska bir tay
Alarak bir yelkenlinin rüzgarını arkasına

7 Kasım 2016 Pazartesi

Uzaklaşmak

İnsanların beni gördüklerinde, iç dünyalarının onlara zoraki olarak söylettiği kuru bir merhabadan sonra gelen –nasılsın- sorusunun o çirkin tonlamasına karşı, benim iç dünyamın derinliklerinde biriken küfür merasimlerini dışarıya doğru fırlatamadığım için, geceleri kafamı yastığa koyduğumda kendi beynime çektiğim kılıçların,

İzmarit

İZMARİT o siz miydiniz bayım? gri köprünün üzerindeki gecenin en sessiz vakitlerinde o hep gördüğüm izmaritiyle kendini yakmaya ...