8 Kasım 2016 Salı

Bir Aziz Gibi



Gökyüzünün camlarını buğulandırırken ay
Korkarım bu gece hiç geçmeyecek
Mahşerin gergefinde oturur sıska bir tay
Alarak bir yelkenlinin rüzgarını arkasına


Gönderdiğim mektuplardan ses gelmeyecek

Kupkuru bir meltem çatlatır dudağımı
Tuzlu bir mavilikte baş çıkarır
Alaylarla örülü uzun diliyle
Alabora olmuş bir aziz gibi
Arsız zamandan kalma, bin yıllık
Temrenden bozma gri çizgiler
Nişangah tutar kuru tenimi

Doğar bir kemanın tellerinde
Sıska tayın kuyruğundaki tüyler
Yaratma yaratılır sonra tekrar eder
Doğa gökyüzünde bir türkü söyler
Alabora olmuş bir aziz gibi
Sallanır bir mavinin kısır huzurunda
Kıpırdar kapakları gözbebeklerimin
Bir ermişin bembeyaz hoyrat rüyalarında


Üşür, dudak büker yosma bir sevda
Kımıldar yaradılışımdan kalma bir dünya
Mahzende birikir kırmızı düşler
Aralar perdemi revnaklı sisler
Tıpkı alabora olmuş bir aziz gibi
Sallanır bir sarhoşun umarsızlığıyla
Bir yalan gibi veya bir gerçek
Uçar gider bir hayalin pervasızlığıyla


Hasan Özpolat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzmarit

İZMARİT o siz miydiniz bayım? gri köprünün üzerindeki gecenin en sessiz vakitlerinde o hep gördüğüm izmaritiyle kendini yakmaya ...